Einst träumte meiner sel'gen base... Trübe Augen
(Carl Maria von Weber - Der Freischütz)
Einst träumte meiner sel'gen base,
Bir zamanlar hayal etti kuzenim,
die Kammertür eröffne sich, und kreideweiß ward ihre Nase,
odasının kapısının açıldığını, ve tebeşir beyazına döndü burnu,
denn näher, furchtbar näher, schlich ein Ungeheuer,
çünkü daha yakına, çok daha yakına, yaklaştı bir canavar,
mit Augen wie Feuer, mit klirrender Kette.
ateş gibi gözleri, çınlayan zincirleriyle.
Es nahte dem Bette, in welchem sie schlief ich meine die Base
Yatağa yaklaştı, kızın uyuduğu, kuzenimden bahsediyorum,
mit kreidiger Nase und stöhnte, ach! so hohl, und ächzte, ach! so tief!
tebeşir renkli burnuyla ve inledi, ah! öyle boş, ve inledi, ah! öyle derin!
Sie kreuzte sich, rief, nach manchem Angst und Stoßgebet:
Kendinden geçti, seslendi, korkuyla ve şok içinde:
Susanne! Margareth'! Und sie kamen mit Licht, und denke nur
Susanne! Margareth! Ve onlar geldiler ışıkla, ve sadece düşündü
und (erschrick mir nur nicht!), und (graust mir doch!)
ve (korkmayın!), ve (beni korkutuyor!)
und der Geist war: Nero, der Kettenhund! Du zürnest mir?
ve hayalet siyahtı, bekçi köpeğiydi! Sen bana kızgın mısın?
Doch kannst du wähnen, ich fühle nicht mir dir?
Ama söyleyebilir misin, benim seni anlamadığımı?
Nur ziemen einer Braut nicht Thränen.
Bir geline ağlamamak yaraşır.
Trübe augen, liebchen, taugen einem holden Bräutchen nicht.
Bulutlu gözler, güzel kız, iyi değil tatlı bir gelin için ağlamak.
Trübe augen, liebchen, taugen nicht,
Bulutlu gözler, güzel kız, iyi olmaz,
Daß durch blicke sie erquicke und beglücke, und bestricke, alles um sich her entzücke;
Görünüşüyle o iç açmalı ve mutlu etmelidir, ve hayran bırakmalı, etrafındaki herkesi büyülemeli;
das ist ihre schönste pflicht. Lass in öden mauern
bu onun en güzel görevidir. Bırak taş duvarların ardında
Büßerinnen trauern; dir winkt ros'ger hoffnung licht!
Günahkarlar yas tutsunlar; seni çağırıyor gül umutların ışığı!
Schon entzündet sind die kerzen zum verein getreuer herzen;
Çoktan yanıyor mumlar gerçekten sadık kalplerde;
Holde freundin, zage nicht!
Tatlı kız, korkma!
Einst träumte meiner sel'gen base,
Bir zamanlar hayal etti kuzenim,
die Kammertür eröffne sich, und kreideweiß ward ihre Nase,
odasının kapısının açıldığını, ve tebeşir beyazına döndü burnu,
denn näher, furchtbar näher, schlich ein Ungeheuer,
çünkü daha yakına, çok daha yakına, yaklaştı bir canavar,
mit Augen wie Feuer, mit klirrender Kette.
ateş gibi gözleri, çınlayan zincirleriyle.
Es nahte dem Bette, in welchem sie schlief ich meine die Base
Yatağa yaklaştı, kızın uyuduğu, kuzenimden bahsediyorum,
mit kreidiger Nase und stöhnte, ach! so hohl, und ächzte, ach! so tief!
tebeşir renkli burnuyla ve inledi, ah! öyle boş, ve inledi, ah! öyle derin!
Sie kreuzte sich, rief, nach manchem Angst und Stoßgebet:
Kendinden geçti, seslendi, korkuyla ve şok içinde:
Susanne! Margareth'! Und sie kamen mit Licht, und denke nur
Susanne! Margareth! Ve onlar geldiler ışıkla, ve sadece düşündü
und (erschrick mir nur nicht!), und (graust mir doch!)
ve (korkmayın!), ve (beni korkutuyor!)
und der Geist war: Nero, der Kettenhund! Du zürnest mir?
ve hayalet siyahtı, bekçi köpeğiydi! Sen bana kızgın mısın?
Doch kannst du wähnen, ich fühle nicht mir dir?
Ama söyleyebilir misin, benim seni anlamadığımı?
Nur ziemen einer Braut nicht Thränen.
Bir geline ağlamamak yaraşır.
Trübe augen, liebchen, taugen einem holden Bräutchen nicht.
Bulutlu gözler, güzel kız, iyi değil tatlı bir gelin için ağlamak.
Trübe augen, liebchen, taugen nicht,
Bulutlu gözler, güzel kız, iyi olmaz,
Daß durch blicke sie erquicke und beglücke, und bestricke, alles um sich her entzücke;
Görünüşüyle o iç açmalı ve mutlu etmelidir, ve hayran bırakmalı, etrafındaki herkesi büyülemeli;
das ist ihre schönste pflicht. Lass in öden mauern
bu onun en güzel görevidir. Bırak taş duvarların ardında
Büßerinnen trauern; dir winkt ros'ger hoffnung licht!
Günahkarlar yas tutsunlar; seni çağırıyor gül umutların ışığı!
Schon entzündet sind die kerzen zum verein getreuer herzen;
Çoktan yanıyor mumlar gerçekten sadık kalplerde;
Holde freundin, zage nicht!
Tatlı kız, korkma!
Yorumlar
Yorum Gönder